Close
Iguazu Şelaleleri

Iguazu Şelaleleri

Güney Amerika’da günlerdir süren yolculuk, Brezilya’nın büyük şehirlerinden sonra Arjantin’de son bulacak. Sao Paulo ve Rio de Janeiro’nun bin bir yüzlü ve türlü halinden, Favela gecekondularının tas gibi yüreğinden, evsizlerden gökdelenlere uzanan yaşamlardan ve dahası kıtanın 500 yıllık hırpalanmışlığı ve kederinden sonra, doğanın iyileştirici gücüne ihtiyacım var.

Rio’dan havalanan uçak, Foz do Iguaçu Havaalanı’na inerken seyrettiğim gür su manzaraları, haftaların yorgunluğunu ve geçtiğim coğrafyaların anlattığı insan öykülerinin ağırlığını hafifletmeyi vaad eder gibi.

Şubat sıcağı, yağmur ormanlarının gür yeşilliğinde kayboluyor ve hayalimdeki şelale hülyalarıyla varıyorum otelime. Hızlıca hazırlanıp soluğu Cataratas Milli Parkı’nda alıyorum. Milli park, Brezilya ve Arjantin tarafından paylaşılıyor. Her biri bambaşka keyif sunuyor.

Dünyanın pek çok coğrafyasında, en yüksek, en derin, en büyük ve daha pek çok tanımda şelaleyle karşılaşabiliriz. Iguazu, tamamiyle doğal 275 sekiden dökülen bir coğrafi oluşum. Arjantin, Paraguay ve Brezilya arasında sınır oluşturan Iguazu Nehri şelale olup döküldükten sonra Parana Nehri’ne karışarak, Atlas Okyanusu’na doğru yolculuğuna devam ediyor ve Arjantin’in Rosario şehrinde okyanusla buluşuyor.

Brezilya tarafından Arjantin manzarasını seyrediyorum. Şelalelerin 250’den fazlası Arjantin’de. Boyle olunca, manzaranın guzeli de Brezilya’dan bakınca görülüyor. Cataratas’taki seyir yürüyüşü boyunca, aynı zamanda doğal parkın barındırdığı kuş ve kelebek türleriyle uçuşarak seyrediyorum doğanın harika tasarımını.

Her bir manzara durağında yapılmış balkon ve teraslarda durup uzun uzadıya bakıyorum uzak dünya harikasına. Bu seyir sırasında ıslanmamak olanaksız. Su öyle coşkun ki bildiğimiz yüksek debili nehirleri önüne katıp sürükleyecek güçte. Öyle ya dünyanın en yüksek hidroelektrik enerji üretimi potansiyeline sahip Itaipu Barajı da bu nehir üzerinde ve baraj Brezilya Paraguay sınırında.

Yürüyüşüm yaklaşık 3 saat sürüyor. Durup hayranlıkla seyrettiğim anlar buna dahil tabii. Milli parkın belirlenmiş ziyaret saatleri olmasa, kim bilir bir terasta öylece durup gün boyunca o coşkun sesi dinleyebilirdim.

Ertesi sabah yapacağım sürat botlarıyla şelale turunu hayal ederek otelime dönüyorum. Brezilya tarafında kalıyorum halen. Foz Do Iguazu kasabası yakınındaki keyifli termal otellerin birindeyim. Sokaklar gayet keyifli. Curascaria adı verilen et restoranları her yerde. Belki düşündüren tek manzara, bölgenin yerli halkı Guaraniler’in yaşadığı korkunç fakirlik. Paraguay’da sayıca daha fazla olmakla beraber, Brezilya ve Arjantin sınır coğrafyasında ve Amazon Yağmur Ormanları’nda da yaşayan Guaraniler, 15. asırda, kıtadaki sömürgeci ulusların ilk olarak dönüştürmeye başladığı halklardan. Cizvit Misyonerler’le tanışan Guaraniler, dil, inanış, gelenek ve yaşam şekillerini büyük oranda yitirmişler. Iguazu adı, Guarani dilinde büyük su demekmiş. Dahası, uzun süren Cizvit misyonerliği, Arjantin tarafı eyaletinin de adı olan Missiones’i doğurur.

Foz’daki bir cafede, Brezilya’nın milli içeceği olan Guarana gazozumu yudumlayıp 5 asır öncesini hayal ediyorum. Yüklü kafein içeriğiyle, Amazonlar’da yetişen kahve benzeri bir yabani bitkiden yapılan bu gazozun, sıcak günlerde uzun süre enerji sağladığına inanılıyor.

Sabah saat dokuzda, orman safari ve bot turu yapacağım adresteyim. 20 kişilik arazi araclarıyla orman safarisindeyim. Asırlık ağaçların ve kuşların öykülerini anlatıyor rehberimiz. Ardından keyifli bir parkurda yaklaşık 20 dakika yürüyoruz. Vardığımız yer, bize şelalelerin altında ıslanmayı vaad eden botların iskelesi. Herkes hazırlıklı. Bolca ıslanacağız. Can yeleklerimizi giyip yarım saatlik maceraya başlıyoruz. Sürat botlarının yaptığı heyecanlı manevralarla, nefessiz bırakan güçteki suların altında buluyoruz kendimizi. Bir yandan tekne kamerası kayıtta. Gözümü açamıyorum suyun kuvvetinden ve nefes alamıyorum. Doğanın karşısındaki güçsüzlüğünü duyuyorum insanoğlunun. Birkaç şelale içinden geçtikten sonra, süratle nehir üzerinde uçarcasına dönüyoruz iskeleye. Arazi araçlarıyla dönüyoruz yine. Herkes hızlıca üstünü değiştiriyor. Şimdiki durağım, bütün alanı, her bir şelaleyi ve mucizevi coğrafyayı yukarıdan seyretmek üzere helikopter. 4 kişiyiz. Herşey 10 dakika sürüyor. Bu manzarayla, Iguazu’nun efsaneleri geliyor aklıma. Her sene bir genç kız, yer altındaki dev yılan Mboi’ye kurban edilirmiş buralarda. Oysa o yıl seçilen genç kıza aşık delikanlı, kurban olmasın diye sevdiği, kaçırıvermiş genç kızı. Öyle hiddetlenmiş ki Mboi buna, sinirinden bütün kayaları çatlamış ve yer yarılmış. Öyle ki şelalelerin o hiddetle çağlayan suları o gün açıldı der yerliler. Aşıklardan biri bir yakaya, diğeri öbür yakaya savruluvermiş, buluşmaları her yağmur ardından beliren gökkuşağı sayesindeymiş diye de fısıldaşırlar.

Bu sabah Arjantin tarafına geçmek üzere ayrılıyorum otelden. 15 dakikada sınırdayım. Pasaport ve bir form. Herşey çok çabuk. İki ülke arasında, Iguazu Nehri üzerindeki köprüdeyim. Köprünün bir tarafı Brezilya renkleri, diğer tarafı Arjantin renkleriyle boyalı. Brezilya arkamdayken sağ taraımda da Paraguay görünüyor. Gün sonunda Missiones Kasabası’nda dönüşlerini göreceğim turistler Paragay’a geçiyorlar. Sebep, sınırdaki elektronik esya ticareti ve pazarı. Ve dahası, suçun yüksek olduğu bu ülkelerde, Paraguay daha da kötü durumda. Arjantin’le arasında sürekli bir uyuşturucu trafiği haberlerinden bahsediyor herkes.

Sınırdan sonra yolculuğum 20 dakika sürdü. Yine bir Milli Park girişindeyim. Koşarak Eko Tren’e yetişiyorum. Çok geniş bir alan ve sayıca en çok şelale bu tarafta. Trenden sonra yaklaşık 40 dakikalık bir yürüyüş parkurundayım. Yürüyüşüm ormanda ve karşıma çıkan rakun benzeri Koati’ler, uzun gagalı Tükan kuşları renklendiriyor yolumu. Çokça turist var ve her biri trene yetişme telaşıyla koşuyor. Orman yolunda kimi zaman dokunacak yakınlıkta şelaleler geçiyorum. Ve işte parkurun en güzel iskelesindeyim zira manzara Garganta del Diablo yani Şeytan Boğazı! Dipsiz bir perde gibi inen su, bu adla anılıyor. Müthiş bir hızla inen milyonlarca metreküp su. Burada da turistler, sürat botlarıyla, şelalelere yaklaşmaya çalışıyor.

Brezilya’da seyrettiğim muhteşem manzaralardan sonra, burada yapacağım şey, tüm sesleri silip sadece doğanın mucizevi sesiyle ritim tutup kaybolmak.

En uzun yolu seçiyorum ormanın içinde; Circuito Superior. Beni şelalelerin üzerine çıkarıyor. Geldiğim yolu ikiye katlayıp dönüyorum ve yakaladığım Eko Tren’de doğaya şükranlarımı gönderiyorum.

Uçağım havalanırken, beni nefessiz bırakan harikaya yabancılaşmış, yeni bir öykünün peşinde Buenos Aires’e doğru yol alıyordum.

 

GÜNSELİ ÇINAR

Gazella Turizm Arjantin Turu

Gazella Turizm Arjantin

Close