Vang Vieng, Vientiane ve Luang Prabang şehirleriyle öne çıkan Laos, Güneydoğu Asya’nın gizli kalmış hazinelerinden…
Yıllar süren savaş ve komünist yönetim Laos’u ziyaret etmeyi planlayan turistlerin önüne engel koymuş olmasına rağmen bu durum bu yavaş yavaş değişmeye başladı. Luang Prabang’ın Unesco Dünya Mirası Listesi’ne kabulü ve Vang Vieng’in ekoturizm destinasyonuna dönüşümü, Laos’u belirleyici bir şekilde turist ana akımına kaydırmıştır.
Tayland ve Vietnam gibi turistik merkezlere kolay ulaşılabilir konumda olması, Phuket ve Siem Reap’teki gibi yoğun turist kalabalığının olmadığı ve budizm kültür mirasının cezbeden yönüyle, muhteşem doğasıyla maceraperestlere birçok fırsat sunuyor.
1- Luang Prabang’da zamanda yolculuk yapın
Laos tarihinin izleri, eski kraliyet başkenti olan Luang Prabang çevresinde hem krallık, hem de Fransa kolonisi olarak rahatça hissedilmektedir. Kraliyet sarayı ve barındırdığı 30 ayrı tapınak ile Unesco Dünya Mirası Listesi’ne giren Luang Prabang, Lao kültürünün simgesi konumundadır.
Her sabah monklar, sokaklarda kuyruğa girerek kendilerine verilen zekatları “tak bat” olarak isimlendirilen etkileyici bir tören eşliğinde toplarlar. Luang Prabang’ın sakin sokakları; Fransız Hindiçini tarzında inşa edilmiş antik tapınak evler, budist pagodalar ve tarihi saraylarla kaplıdır. Hiç son bulmamış bir geçmişin izlerini taşıyor gibi…
Luang Prabang’ın başlıca simgeleri arasında olan eski Kraliyet Sarayı, şimdinin Laos Ulusal Müzesi’nde zamana yolculuk yapabilirsiniz. Modern ziyaretçileri detaylı sanat çalışmalarıyla buluşturan eski bir kraliyet tapınağı olan zarif Wat Xieng Thong’u ziyaret edebilir veya eskiden birçoğu eski kolonyal resmi kurumların konakları veya kraliyet sarayıyken, şimdilerde otel olarak kullanılan tarihi yerlerde konaklayabilirsiniz.
2- Vang Vieng nehri çevresinde tembellik yapın
Vang Vieng önceden günlerini Nam Song Nehri’nin altında yüzerek geçiren, nehir kenarındaki barlarda dolaşan, içmeyi seven kalabalık backpacker’ların bulunduğu bir köy konumundaydı. İçki ve yasadışı uyuşturucular buradaki olayların küçük bir parçasıydı. Günümüzde ise Vang Vieng bu aşırılıkları geçmişte bırakmış durumda. Hükümetin Vang Vieng’te nehir kıyısındaki tüm barları kapatması sonucu uyuşturucu olayları da artık geçmişte kaldı ve buraya gelen müşteri kitlesi olan genç backpacker yerini Kore tur gruplarına bıraktı.
Bu radikal değişimden sonra Vang Vieng, ilk sıralarda yer alan backpacker’ları buraya getiren özelliğini hiç kaybetmedi. Nam Song Nehri, ziyaretçilere bölgede şimdiye kadar göreceğiniz en güzel dağ panoramalarından birini sunuyor. Kent merkezine yakın olan ziyaretçiler ise, Blue Lagoon’da yüzmenin, Four Caves’i keşfetmenin keyfini çıkarabilir veya muhteşem günbatımı manzarasının izlemek için Sunset Hill’e tırmanabilirler.
3- Plain of Jars’ın gizemini çözün
İngiltere’deki Stonehenge benzeri, Laos’un kuzeyindeki Xieng Khouang eyaleti çevresinde yer alan birkaç kilometrelik alanda bulunan binlerce taş oyma “Kavanozlar Düzlüğü (Plain of Jars)” ülkenin son kalan tarihsel bilmecelerinden birini ziyaretçilere sunuyor. Arkeologların yoğun araştırmalarına rağmen, Plain of Jars’ın kökeni ve nedeni hala gizemini koruyor.
Arkeologlar bu yapıların demir araçlarla oyulduğunu ve M.Ö. 500 yılı Demir Çağı’na dayandığını düşünüyorlar. Fakat özenle oyularak hazırlanan bu yapıların kültürü hakkında hiçbir şey bilinmiyor.
4- Si Phan Don’da ada havasını içinize çekin
Laos kara ile çevrili, denize kıyısı olmayan bir ülke olabilir. Fakat yine de kendi sınırları içerisinde sakin adalara rastlamak mümkün. Backpacker’ların dingin yaşam tarzı ve Laos’un en etkileyici doğal güzelliklerinden bir kısmına şahit olacağınız Mekong Nehri üzerindeki Si Phan Don adasına mutlaka uğramalısınız. Adı tam anlamıyla “Dört Bin Adalar” a tercüme ediyor, ancak üç tanesini hatırlamanız yetiyor: Kamboçya sınır kapısına yakınlığı ile popüler olan ve otel, restorant ve tur işletmelerinin yaygın olduğu Don Det,
Don Det’e göre daha sessiz, daha az turistik alternatif olan Don Khon ve iyi butik oteller bulabileceğiniz grubun en büyük adası Don Khong.
Adanın kaliteli restorantlarından birinde leziz Lao yemeklerini tattıktan sonra, ada yollarını keşfetmek için bir bisiklet kiralayabilir ya da yakınlardaki Mekong Nehri’ni kanoya binerek gezebilirsiniz. Si Phan Don’dan çok da uzak olmayan bir yerde Güneydoğu Asya’nın en büyük şelalelerini oluşturan Khone Phapheng Şelaleleri’ni görebilir, Champasak ormanda neredeyse kaybolmuş bir Angkor dönemi kalıntısı olan Vat Phou’yu ziyaret edebilirsiniz.
5- Başkent Vientiane’de rahatlayın
Güneydoğu Asya’nın en uykucu başkenti için ödül verilirse bunu alacak olan Vientiane şehri olacaktır. Çoğu turistin buraya özlem duymaması şaşırtıcı değil: Ne Luang Prabang’ın kültürel zenginliği, ne de Vang Vieng’in doğal güzellikleri vardır.
Ancak Vientiane, havayoluyla veya karayoluyla Tayland’tan gelen gezginler için bir ulaşım merkezi olmasının dışında, bazı cezbedici yanları da mevcuttur. Burada Bun That Luang’ın altın minaresi; Wat Sisaket’teki çoklu Buddha ve Patuxai’nin büyük zafer anıtı gibi ikonik yapıların yer aldığı Lao kültürüyle harmanlanmış geniş caddeler göreceksiniz. Karanlığın çökmesinin ardından Vientiane’de çeşitli kokteyl lounge’ları, beerhouse’ları ile Laos’un en iyi bar mekanları ziyaretçileri karşılamaya başlıyor.
Lao sokak yemekleri satan tezgahlar, uluslararası yemekler servis eden restoranlarla rekabet edebilecek cinsten. Bangkok veya Siem Reap’ın kargaşasından sonra Vientiane’ın dingin ve rahat yaşam tarzı size kesinlikle iyi gelecek.
6- Tham Kong Lo mağarasında kaybolun
Laos’taki en büyük mağara, başkent Vientiane’nin birkaç saat güneyinde yer almaktadır. Tham Kong Lo, birkaç milyon yıl önce Khammouane dağlarından oyularak meydana gelmiş bir oluşumdur.
Bu mağaranın içinden akan Nam Hin Bun nehri ise, hem turistik, hem de mağara açıklıklarında yaşayan köylüler için bir ulaşım biçimi olarak hizmet ediyor. Nehir yeraltında yaklaşık dört mil boyunca devam ediyor. Ban Kong Lo köyünden mağaraya girmek için motorlu bir tekne kiralayabilirsiniz. Karaya çıkıp Tham Kong Lo’yu yürüyerek keşfedebilirsiniz. Mağaranın 300 fit yüksekliğindeki mağara boşlukları kesen sarkıt ve dikit kulelerine hayran kalacaksınız.
7- Mekong Nehri’nde yolculuk
Karayla çevrili bir ülke olmasına rağmen Laos, nehir yolculukları listesine eklenmesi gereken şaşırtıcı çeşitlilikte su aktivitesi imkanları sunuyor.Büyük tekneleri barındırabilecek kapasitedeki iki Lao nehri; Mekong ve Nam Ou nehirleri, kuzeyde Luang Prabang’dan, güneyde Pakse’ye uzanan gelişmiş bir nehir gemisi ağını desteklemektedir.
Yol kenarındaki yerleşim yerlerinden yolcular, ülkenin en doğal dağlarını ve köylerini gezebilirken, Laos’un en önemli kültürel duraklarını da görebilmektedirler. Luang Prabang’dan başlayarak Nam Ou Nehri’nin Mekong ile buluştuğu ve sayısız Buda heykelinin bulunduğu Pak Ou mağaralarının olduğu yere kadar cruise gezisi yapabilirsiniz.
Yolculuğunuza Pakse’den başlayarak, ülkenin güneyinde ve merkezinde yer alan turistik noktalardan Vat Phou Angkor kalıntıları gibi, Laos’un Mekong tarafındaki yerlerinde dolaşarak, Si Phan Don’un “dört bin adaları” ve Güneydoğu Asya’nın en büyüğü olan görkemli Khone Phapheng Şelalesi’ni de görebilirsiniz.
Laos hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için tıklayınız.