Close
Asya’nın İncisi Kamboçya

Asya’nın İncisi Kamboçya

Geçmişinde hem sömürgeciliğin, hem dünya savaşının, hem de acıların en büyüğü olan, kendi ülke halkının yarısına yakınını katletmiş Pol Pot diktatörlüğünde Kızıl Kmerler’in zulmünü yaşamış Kamboçya, tüm trajedileri ardında bırakıp yoksulluğunu gidermek adına çalışıp çabalıyor. Turizm, yeraltı kaynakları ve tarım, ülkenin geleceğine açılan kapılar.

Çin Hindi’nin doğusunda, başkent Phnom Penh, onulmaz gezgin Mekong Nehri’nin  kenarında, hem ziyaret hem ticaret merkezi; görkemli Kraliyet Sarayı ve Fransız etkisi nezaketinde yapılarıyla lakabı “Asya’nın İncisi.”

Akarsuların bereketinden yaralanmak kolay değil,: devasa Mekong Nehri’nin beslediği, su baskınlarıyla büyüyen Tonle Sap Nehri ve Gölü, iki yönlü akışıyla prinç tarlalarını, köyleri, kasabaları sel altında bırakır ama dünyaya ihraç edilen egzotik meyvelerin, çiçeklerin ve tabii pirincin kalitesini yükseltir.

Antik başkent Angkor, dünyanın en büyük tapınağı Angkor Wat’la Kamboçya bayrağına yansır. Hemen dibindeki turistik Siem Reap, dünya gezgininin değişmez noktasıdır.

Hindular’ın, Budistler’in, Müslümanlar’ın yan yana ibadet ettiği Kamboçya, geçmişe rağmen, heybetli tapınakların, büyüleyici manzaraların, cıvıl cıvıl gecelerin ülkesi…

kambocya-14 (Kopyala)

Kamboçya’da neler var?

  • Gündoğumunda Angkor Wat’ın muhteşem kuleleri
  • Fil sırtında Bakheng Tapınağı Tepesi
  • Bayon’da devasa Buda büstleri
  • Ta Phrom’un, Preah Khan’ın duvarları sarmış Gülibrişimleri
  • Ölüm Tarlaları
  • Yakut Buda-Gümüş Salon: Phnom Pehn Kraliyet Sarayı
  • Mekong Nehri’ne nazır Khmer mutfağı
  • Pirinç tarlalarından egzotik meyvelere Siem Reap kırsalı
  • Banteay Srei: kızıl taş süslemenin başyapıtı Kadınlar Tapınağı
  • İpek Köyü’nde otantik Khmer hayatı

 

kambocya-8 (Kopyala)

Phnom Penh

Tonle Sap, Mekong ve Bassac Nehirleri’nin kesişmesiyle, Khmer dilinde “dört yüzlü kent” adını almış Phnom Penh, Uzakdoğu curcunasında Fransız stili bir kent.

Kraliyet Sarayı’nın görkemli avluları, altın süslemeleri göz kamaştırıcı olsa da tarihindeki korkunç Pol Pot döneminden kalmış Ölüm Tarlaları’nın, ülke nüfusunun yarısının ya öldüğü ya ülkeyi terkettiği yılların hüznünü üzerinden atamadığı, özellikle orta yaşlı kent halkının yüzünden belli olur.

Başkent olmanın verdiği bürokratik yapı, ticari gelişim ve kültürel ortam, nehirlerin stratejik avantajıyla  birleşince, Phnom Penh’i kalabalık, hareketli bir kent yapmış.

Kraliyet Sarayı içinde Yakut Buda Tapınağı ile Gümüş Pagoda, mutlaka görülmesi gereken yapıları oluşturur. Gündelik hayatta eşine pek rastlayamayacağımız şekilde maymunların bekçilik yaptığı Wat Phnom Tapınağı, dünyanın en ilginç mekanlarındandır.

 kambocya-12 (Kopyala)

Angkor

Tam bin km2’lik düz arazide, antik başkent Angor kurulu: içerisinde farklı semtler gibi, farklı tapınak kopleksleri olan devasa alanda, Kamboçya bayrağına figür olmuş, gündoğumunda akarsuya aksi düşen haliyle dünyaca ünlü Angkor Wat Tapınağı başroldedir.

Tüm kent tapınakları hem Budizm, hem Hinduizm dönemleri yaşadığı için biçim ve biçem ortaktır. Birçok filme plato olmuş, duvarları saran Gülibrişim Ağaçları’nın mekanı Ta Phrom ve Preah Khan; dev boyutta 52 Buda büstüyle müstesna Bayon ve bu kez günbatımının kalabalık ve zahmetli tepesi Bakheng Tapınakları ile, seremonilerin izlendiği Fil Terası ve Cüzzamlı Krallar Terası, tüm antik kentin bazı önemli noktalarıdır. Antik kent girişine yakın, olduğu yerden yükselip inen dev Balon, gündoğumu panoramasının eşsiz deneyimidir.

 kambocya-10 (Kopyala)

Siem Reap

Tonle Sap Gölü çevresinde, gelir seviyesi oldukça sınırlı halkın yaşadığı, pirinç tarlaları, ipek çiftlikleri ve balıkçı köyleriyle çevrili bir arazide, dünyanın en turistik kentlerinden biri var:  “Siyamlılar’ın kovulduğu yer” anlamına gelen ismiyle Siem Reap, ülkenin fakir havası içerisinde sizi şaşkına çevirecek.

Konukseverliğin zirvesinde hizmet kalitesi, mütevazı bahçeli, ahşap süslemeli beş yıldızlı otelleri, hem yerel hem tüm Uzakdoğu’yu kapsayan, sokak aralarında dünya mutfağının şık, sevimli restoranlarıyla karışık gastronomik ortamı, yerel pazarları, şık, modern alışveriş merkezleri, şirin, eğlenceli, cıvıl cıvıl sokak kültürü ve rengarenk mekanlarıyla, dünya turizminin en ilginç kentlerinden biridir. Antik kent Angkor’a çok yakın oluşu, gün geçtikçe gelişen turizm mentalitesiyle Siem Reap ülkenin turizm başkentidir.

Kent içinde günümüz tapınaklarından başka, Ölüm Tarlaları’nın küçük bir örneği ve ölenlere adanmış anıt; Angkor kompleksinden gelen eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi ve Khmer tarihini teknolojik ortamda izleyebileceğiniz, sinevizyonlu interaktif galeri bulunuyor.

Dünyada mevsime göre iki yöne birden akabilen tek ırmak olan Tonle Sap, Ekim-Kasım aylarında taşkınlarla kent yakınındaki Tonle Sap Gölü’nü yirmi kat büyütür. Taşkınlarda Siem Reap’da olmak, pazarlarda, ayak masajı salonlarında, kuaförlerde, taşkın sırasında istifini bozmayan Khmerleri izlemek oldukça enteresandır.

kambocya-13 (Kopyala)

Kamboçya’ya ne zaman gidilir?

Çok sıcak ve rutubetli Mayıs ayı sonuna doğru Muson Yağmurları ve tayfunlar başlar ve Eylül ayına kadar sürer. Eylül ayı aynı Mayıs gibi, sıcaklığın yüksek olduğu, rutubetin yorduğu zaman dilimidir. Kasım ayından Nisan ayına kadar olan dönem en az yağışın yaşandığı yaz aylarıdır ve gezi için en uygun zamandır; yağmur yağsa da, kısa sürer ve sıcak havada geziyi etkilemez. Ekim ayı civarı su baskınları dönemidir ve gezmesi zorlu, ancak Venedik gibi, su baskını altında görmek oldukça enteresandır.

Yazan: Kemal Bertan SALMANLI

Close