Kuzeyin Soğuk Ülkesi
İzlanda’nın iklimi soğuk ama insanları o kadar misafirperver ve sıcakkanlılar ki; içi yanan dışı donan ülke denmesinin bir sebebi de bu olabilir diye düşünmeden edemiyorum. Tabii ki İzlanda’ya dışı donan içi yanan ülke denmesinin ilk sebebi, volkanik ada ülkesinin üzerindeki buzullar. Fotoğraf turu amacıyla gittiğimiz İzlanda’ya temmuz ve ağustos aylarında gitmeyi tercih ediyoruz. Yaz ayları olmasına rağmen hala buzulları görmek mümkün. Hava neredeyse 22 saat aydınlık. Bu bizim için alışılmadık bir durum olduğundan adapte olmakta zorluk çekiyoruz. İzlanda‘ya fotoğraf çekmek için gidiyorsanız yaz ayları sizin için en uygun zaman, çünkü ışığın ve havanın en güzel olduğu zamanlar yaz ayları İzlanda için. Ama 21-22 saatlik geceleri görmek ve kuzey ışıklarını resmetmek isterseniz kış ayları sizin için ideal zaman olabilir. İzlanda kuzey ülkesi olması sebebiyle havası hep ıslak ve nemli, haftanın en az gününde hafif hafif çiseleyen yağmur damlaları size eşlik ediyor.
İzlanda tam anlamıyla mavi, beyaz ve yeşil renklerin eşsiz ahengiyle çevrelenmiş bir ülke. Gökyüzünün maviliği, buzulların beyazlığıyla birleşip yemyeşil vadiler üzerine uzanmış diyebiliriz. Volkanik dağlar İzlanda da henüz çok genç olduğu için bu tarımı ve ağaç yetişmesini engelliyor. Ama yemyeşil vadileriyle sonsuzluğa uzanıyormuş gibi görünen bu uzak kuzey ülkesinde yeşilin neredeyse her tonunu görüp fotoğraflayabilirsiniz.Hatta sadece yeşilin değil, ışık yansımasıyla oluşan her rengin farklı bir tonunu resmetmek mümkün.
Yaz aylarında buzulların da biraz erimesiyle yeşil vadiler, akarsu ve nehirlerden oluşan mavi çizgilerle ayrılmış gibi.. Doğa tutkunuysanız ve doğa fotoğrafçılığına merakınız varsa İzlanda belki de gezi rotanızın en önemli adımı olmalı. Akarsu, nehir, gün batımı,gün doğumu manzaralarıyla her türlü uzun pozlama fotoğrafçılığı için size gerekli kaynağı sunuyor bu kuzey ülkesi.
300.000 nüfusuyla bir kasaba ülkesi bile denebilir İzlanda için. Kendi halinde bir Avrupa ülkesi. Başkent Rekjyavik de bile hayat sakin ve huzurlu. Yüksek binalar ve kalabalık yerleşim yerlerinden ziyade etrafınızı kartpostallardan çalınmış gibi görünen manzaralar sarıyor. Rekjyavik, kuzeyin mavi göğünü kendisine çatı yapmış bir malikane gibi adeta. Rengarenk, eğlenceli, cıvıl cıvıl bir şehir. İzlanda’nın üçte ikisi başkentte yaşıyor neredeyse. Ülkenin en kalabalık şehri olmasına rağmen dingin ve huzurlu bir hava hakim. 75 metre yüksekliğinde Hallgrims Kilisesi, şehrin koruyucusu gibi yükseliyor. Bu görkemli kiliseyi fotoğrafladıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Dünyanın en kuzey başkenti Rekjyavik’in kendine has bir mutfağı var, balıkçılıkla geçinen ve deniz ürünlerinde geniş bir yelpazeye sahip bu kuzey ülkesinde aynı zamanda damak zevkinizi birçok farklı ve yeni tatla da geliştirmeniz mümkün. Şehir hayatı, mimari, tarihi eser arayışından farklı olarak doğa özlemi çeken, camping ve trekkinge meraklı olan herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer İzlanda.
Gayzerlerden oluşan alanlar ve birbirinden muhteşem ve görkemli şelalelerin ülkesi İzlanda’da tüm bu doğa harikalarını fotoğraflamak, fotoğraf çekmeye ilgi duyan biri için belki de hayatının en güzel zamanları olarak adlandırabilir. İzlanda’nın büyük, görkemli şelalesi Skogafoss’un etkisi altında kalmamak; en büyük buzul göllerinden Jokulsarlon üzerinde gezinti yaparken, 15 metreyi bulan buz dağlarının her birinin ayrı ayrı fotoğrafını çekmek istememek mümkün değil.
Bizden çok uzakta, kuzeyin derinliklerinde kendi halinde sessiz ve sakin bu ada ülkesi, doğaya ve manzaraya meraklı, fotoğraf kadrajında doğanın farklı yansımalarını görmek isteyen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer.
Velit GAZEL