Close
Salzburg

Salzburg

Salzburg ülkemizde turistik bir destinasyon olarak fazla bilinmiyor. Seyahat etmek için farklı bir yer ararken keşfettiğimiz bu şehir, Hohensalzburg Şatosu, sarayları, Hallein’deki tuz madeni, Eisriesenwelt buz mağarası ve gölleri ile dolu dolu bir seyahatin bizi beklediğinin habercisiydi.

Mozart’ın doğum yeri olan kent, her yıl düzenlenmekte olan Salzburg Festivali ile binlerce klasik müzik hayranını kendisine çekiyor.

The Sound of Music filminin de burada çekildiğini öğrendiğimizde seyahate çıkmadan önce filmi arşivimizden çıkartıp tekrar izliyoruz. Sinemaseverlerin yakından bildiği film 1966 yılında 10 dalda aday olduğu Oscar Ödülleri’nden en iyi film, yönetmen, müzik, ses ve kurgu dallarında 5 tanesini kazanmış.

1997 senesinde Unesco tarafından Dünya Miras Listesine dahil edilmiş olan Salzburg, Alp dağlarının eteğinde,Salzach nehrinin kenarında yer alır. Adını buranın ilk sakinlerinin hayatlarını kazandıkları zengin tuz çökeltilerinden almıştır.

Salzburg Salzburg1

Salzburg’da ilk gördüğümüz yer Salzburg’un kalesi (Festung Hohensalzburg). Kaleye şehir merkezinden teleferikle çıkılıyor. Şehrin kaleden görüntüsü çok güzel, kalenin içi de gezilmeye değer. Kaleden inince St. Peter Kilisesi ve Mezarlığı karşımıza çıkıyor. İşlemeli mezar taşları ilgimizi çekiyor. Kiliseden sonra trafiğe kapalı yol üzerinde yürürken Mozart’ın doğduğu evi görüyoruz. Yol üzerindeki ünlü mağazaların tabelaları kendine has işlemeleri ile ilgimizi çekiyor. Yolun sonunda Emperor Café’de bir şeyler içip dinleniyoruz.

Salzburg2 Salzburg3

Salzburg4 Salzburg5

Salzburg6 Salzburg7

Salzach nehrinin kıyısında sevgililerin üzerine isimlerinin baş harfleri yazılı kilitleri taktıkları Makartsteg Köprüsü’nde şehrin silueti ve kilitlerle birlikte güzel fotoğraflar çekmek mümkün. Köprüyü geçip Mirabell sarayı ve bahçesini geziyoruz.

Salzburg8 Salzburg9

Salzburg10 Salzburg14

Akşam yemeğini St Peter Kilisesi’nin çok yakınında Avrupa’nın en eski restoranı olan St. Peter Stiftskeller Restaurant’ta yiyoruz. Avusturya klasiği olan Schniztel yanında getirilen tatlı sosla birlikte damakta farklı bir tat bırakıyor. Restoranın canlı Mozart konseri eşliğinde yemek yenilen bölümü de mevcut.

İkinci gün sabah erkenden kalkıyor ve şehir dışındaki Hellbrunn Sarayı’na gidiyoruz. Sarayın bahçesi rehber eşliğinde geziliyor. Bahçedeki fıskiyelerde eğlenceli sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Yanınıza yedek t-shirt almanızda fayda var J. Mutlaka gezilmesi gereken bir bahçe…

Salzburg11 Salzburg12

Sarayı gezdikten sonra Salzburg’un zenginlik kaynağı olan ve beyaz altın olarak adlandırılan Hallein’deki tuz madenine doğru yola çıkıyoruz. Mağaranın soğuk olması nedeniyle polar giyilmesinde fayda var. Girişte ayrıca madende giyilmek üzere beyaz kıyafet veriyorlar. Rehber eşliğinde madeni gezmeye başlıyoruz. Önce madenlerde çalışan bir tren sizi mağaranın derinliklerine doğru götürüyor. Bazı bölümlere kaydırağa benzer bir sistemle iniliyor. Mağaranın içinde yer alan tuz gölünü tekneyle geçerken ışık oyunları güzel bir görüntü oluşturuyor. Madenin çıkışında model olarak kurulmuş Celtic köyünü geziyoruz.

Salzburg15 Salzburg16

Buradan sonra Werfen’deki buz mağarasına doğru yola çıkıyoruz. Buz mağarasının hemen yakınındaki Hohenwerfen kalesi de gezilebilir. Biz geç saatlerde buraya vardığımızdan bir seçim yapmamız gerekiyor. Kaleyi dıştan görmeyi tercih edip buz mağarasına doğru yola çıkıyoruz. Buz mağarasına doğru çıkan yolda, kalenin fotoğraflarını çekme imkânı buluyoruz.

Salzburg17

Buz mağarasına 20 dakikalık tırmanış, ardından teleferik ve tekrar 20 dakikalık tırmanışla varılabiliyor. Yukarı çıkmak biraz yorucu ancak kestirme bir tünel mevcut. Gidişte bunu kullanıyoruz, dönüşte ise manzaralı yoldan iniyoruz. Mağaranın içi rehber eşliğinde geziliyor. Fotoğraf çekmek yasak. Mağaranın içinde aydınlatma yok. Doğal olmayan ışık kullanılmıyor. Herkese eski tip lüks lambası veriyorlar. İçerisi çok soğuk ama 700 basamak merdiven çıkılıp inildiği için çok hissedilmiyor. Yine de kalın giyinmek şart. Mağaranın içinde yer alan buzul oluşumlar bizi etkiliyor.

Salzburg18  Salzburg19

Buz mağarasından sonra Hallstatter golünün kıyısındaki Hallstatt kasabasına doğru yola çıkıyoruz. Dağın yamacına kurulmuş olan kasaba gölle bütünleşerek çok güzel bir manzara oluşturuyor. Burada kalmayı planlıyorsanız yüksek sezonda yer bulmak zor olduğundan önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Biz yer bulamadığımız için buradan ayrılıyoruz. Hallstatt’ta da tuz madeni var. Beinhaus (Catholic Church)’daki kafatası koleksiyonu da görülebilir.

Üçüncü gün Strobl üzerinden Wolgansee kıyısındaki Sankt Gilgen’e doğru yola çıkıyoruz. Burası çok güzel bir kasaba; kilisesi, evleri ve restoranları görülmeye değer. Teleferikle Zwolferhorn dağına çıkıp kasabayı ve etraftaki bütün gölleri seyre dalıyoruz. Burada trekking de yapılabiliyor. Güzel manzaraya karşı içmek ya da yemek için restoranlar da mevcut.

Salzburg21  Salzburg22

Öğleden sonra Altersee gölü kıyısındaki Unterach kasabası ve Mondsee gölü kıyısındaki Mondsee kasabasına uğruyoruz. Buradan Fuschl am See’ye geçiyoruz. Göl kıyısında bir otelde kalıyor, otelin göl kenarındaki restoranında balık yiyor ve gün batımını izliyoruz. Kayık kiralayıp gölde gezmek de mümkün. Sabah kasabadan ayrılmadan önce yaşlı bir çiftin piknik sepetlerini de alarak kayığa binişlerini ve gölün ortasına doğru kürek çekişlerini seyrediyoruz.

Salzburg24 Salzburg25

Salzburg26 Salzburg27

Dördüncü gün sabahtan Mattsee kasabasına geçiyoruz. Göle hakim tepede yer alan Schloss Mattsee kahvaltı için çok güzel bir mekan. En azından meyveli dondurması ya da yoğurdu denenebilir. Manzarası, ortamı ve yemekleri kesinlikle tavsiye edilir. Kasabanın parklarını, kilisesini gezip öğlende İstanbul uçağımıza binmek üzere Salzburg’a doğru dönüşe geçiyoruz.

Salzburg28  Salzburg29

Salzburg30

 

 

 Ali DOĞDU

Gazella Turizm Avusturya Turu

Gazella Turizm Fotoğraf Turları

Close